Son 2 yıllık süre içerisinde dünya ekonomisi çok önemli aşamlardan geçmiş ve dünya çapında ekonomik anlamda büyük değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişikliklerin büyük bir kısmında Avrupa ve Amerika’nın politik düzeni ve bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler etkili olmuştur.
Başta BrExit süreci ile beraber Birleşik Krallığın, Avrupa Birliği’nden ayrılması ilk ekonomik dalgalanmaları tetiklemiştir. Diğer taraftan Amerika Başkanlık Seçimleri’nde Hilary Clinton’un başkan çıkacağı düşünülürken Donald Trump’ın koltuğa oturması anlık olarak kurlarda dalgalanmalara neden olmuştur. Bu süreç öncesinde Trump’ın FED’in faiz uygulamaları ile ilgili söylemleri dalgalanmaları tetiklerken, Ocak 2017’de FED’in faiz artırımına gitmesi doları diğer para birimlerine karşı epey güçlendirmiştir. Tüm bu süreçlere Almanya ve İtalya’nın mortgage krizleri ve İspanya’da yaşanan siyasal krizler eklendiğinde ekonominin dalgalanmasındaki temel etkenler de ortaya çıkmıştır.
Öte yandan Türkiye’de yaşanan hain darbe girişimi sonrasındaki ekonomik sarsılmaların, gerçekleşen referandumdan çıkan evet sonucu eklenince, haliyle Türkiye hem dalgalanmalara karşı savunmasız hem de kendi içinde istihdam ve enflasyon problemleri ile boğuşmak zorunda kalmıştır.
2018’DE BİZİ NELER BEKLİYOR
2018’de dünya ekonomisinin sözü geçen isminin Çin olacağı öngörülüyor. Ekonomistler Çin’in büyüme gücünün hız kazanmaya başladığını ve Amerika’da Trump’ın koltuğa oturmasından sonra büyüme hızının gerilemeye başladığına dikkat çekiyor. Bu durum listelerde Çin’in zirveye kolaylıkla oynamasında etkili olacak gibi duruyor.
Genel olarak 2018 finansal beklenti ve dünya ekonomisi değerlendirmeleri dikkate alındığında ekonomideki beklentiler Doğu ülkeleri adına olumlu yönde. Kurların dengelenmesi 2018 Mart ayı sonrasında olası olarak görülürken, eğer Dolar’da gerileme yaşanacak olursa Güney Amerika ülkelerinde de rahatlama olacağı düşünülüyor. Bu etkenler üzerinde FED’in 2018 kararının büyük ölçüde etkisi olacağı düşünülüyor.
Gayrimenkul fiyatları ise bir süre daha artışa devam edecek gibi duruyor. Bu nedenle artan mortgage kullanımlarının 2018 sonunda ekonomik bir sarsılmaya neden olması da söz konusu. Bu durumu düzltebilecek bir etken ise yine altın piyasasında yaşanacak gelişmeler olabilir ki, altın yatırımcılarını sevindirecek bir yükseliş sonrasında satışların artması ve altın fiyatının tekrar dengeyi bulması, genel ekonomi üzerinde olumlu bir etki yaratabilecek gibi duruyor.
Türkiye’nin ise istihdam girişimleri ve yerli üretim çalışmalarını hızlandırması bu olumlu etkenler ile desteklenirse, 2018 sonunda enflasyonu geriletebilecek gibi duruyor.